Clubhouse’a Yeni Rakip Spotify’dan

Spotify Mart ayında, canlı ses pazarına girişini hızlandırmak ve Clubhouse benzeri bir uygulama oluşturmak adına spor odaklı ses uygulaması Locker Room’u satın aldığını duyurmuştu. Şimdi ise dünya çapındaki Spotify kullanıcılarının canlı ses odalarına katılmasına ya da ses odalarına ev sahipliği yapmasına ek olarak isteğe bağlı şekilde ses odalarındaki konuşmaları podcast’lere dönüştürmesine olanak sağlayan yeni uygulaması Spotify Greenroom’u piyasaya sürdü.

Locker Room & Greenroom Entegrasyonu

Locker Room ekibiyle birlikte geliştirdiği Greenroom uygulamasını besleyecek ve kullanımı artırmayı sağlayacak İçerik Oluşturucu Fonu’nu da devreye sokan Spotify, mevcut kullanıcılarıyla Clubhouse’a ciddi bir rakip olacağa benziyor. Greenroom esasında, Locker Room’un mevcut kodunu temel alıyor ve mevcut Locker Room kullanıcılarının, Spotify çatısı altında yeniden tasarlanmış olan güncel bir deneyim sunuyor. Locker Room beyaz ve turuncu tonlarına sahip bir kurumsal kimlikle ilerlerken Greenroom, Spotify’ın kurumsal kimliğine sadık kalıyor ve Greenroom uygulamasını kullanmak isteyen kullanıcılar; mevcut Spotify hesap bilgileriyle uygulamaya giriş yapabiliyor. Ancak yeni bir uygulama olarak tasarlanan Spotify Greenroom‘u şu an Türkiye’de kullanmak ne yazık ki mümkün değil.

Yeni uygulamaya katılmak için Spotify kullanıcıları mevcut Spotify hesap bilgileriyle oturum açmalarının ardından, ilgi alanlarıyla bağlantı kurmak için tasarlanmış bir kullanıcı deneyiminden geçiyorlar.

Şu an için, dinlemek için ses programları bulma süreci, öncelikle kullanıcıların uygulama içindeki gruplara katılmasına dayanıyor. Kullanıcılarının favori spor takımlarını bulup takip edeceği Locker Room’un işleyişine çok benzeyen bu özellik Greenroom ile birlikte sadece sporla sınırlı kalmıyor ve daha geniş ilgi alanlarına hitap ediyor.

Zaman içinde Spotify, Greenroom’un, kullanıcıları duymak isteyecekleri içeriklere daha iyi bağlamak için Spotify’ın kişiselleştirme teknolojisinden yararlanma planı olduğunun altını çiziyor. Örneğin, Spotify’da zaten takip ettiğiniz bir podcaster, Spotify Greenroom’da yayına girdiğinde kullanıcılara bildirim gönderebilir veya hedeflenen önerilerde bulunmak için ne tür podcast’ler ve müzik dinlediğimiz konusundaki anlayışından yararlanabilir. Ancak bunlar daha uzun vadeli planlar.

Spotify Greenroom ile tam olarak ne sunuyor?

Spotify Greenroom’un özellik setine gelince, Clubhouse, Twitter Spaces ve Facebook Canlı Ses Odaları dahil olmak üzere diğer canlı ses teklifleriyle büyük ölçüde eşit diyebiliriz. Odadaki hoparlörler ekranın üst kısmında yuvarlak profil simgeleri olarak görünürken, dinleyiciler aşağıda daha küçük simgeler olarak görünüyor.

Sesi kapatma seçenekleri, denetleme kontrolleri ve canlı ses oturumu sırasında dinleyicileri sahneye çıkarma özelliği bulunuyor. Odalardaki katılımcı sayısı 1.000 kişiye kadar ulaşabiliyor ve Spotify bu sayıyı daha sonra artırmayı umuyor.

Dinleyiciler ayrıca uygulamada Locker Room’dan da gelen bir özellik olan; “mücevherler” vererek konuşmacıları bir nevi puanlama sistemine tabii tutuyor. Bir oturum sırasında bir konuşmacının profil resminin yanında kazandığı değerli taşların sayısı görüntülenebiliyor. Şimdilik, mücevherlerle ilgili parasal bir değer yok, ancak Greenroom bugün hiçbir para kazanma biçimi sunmadığı için bu bir sonraki adım olarak açık görünüyor.

Spotify Greenroom ve benzer canlı ses uygulamaları arasında birkaç önemli fark olduğunu belirtmekte fayda var. Yeni başlayanlar için, ev sahibinin istedikleri zaman açıp kapatabileceği bir canlı metin sohbeti özelliği sunuyor. Toplantı sahipleri ayrıca, toplantı sonunda canlı ses oturumunun ses dosyasını Spotify’dan isteyebiliyor ve ardından bir podcast bölümüne dönüştürmek için düzenleyebilmelerinin önü açılıyor.

Clubhouse benzerliği canlı ses odalarıyla sınırlı kalmıyor

Aylardır yürürlükte olan bir sistemle olay araştırmalarını desteklemek amacıyla oda yayındayken bir odadaki sesin geçici olarak şifrelenmiş bir arabellek kaydını da aldığını belirten Clubhouse; son zamanlarda antisemitizm ve nefret söylemi nedeniyle bir dizi odayı da kapatmak zorunda kaldığını söylemişti.

Clubhouse’un da mücadele ettiği alanlardan biri olan uygulamanın kötüye kullanımının önüne geçmek isteyen Spotify; kullanıcıları, ırkçılık ve kadın düşmanlığı gibi rahatsız edici alanlar da dahil olmak üzere, uygulamada gerçek zamanlı olarak kötüye kullanımdan korumak adına adına canlı ses oturumlarında konuşulanları bizzat kendisi de kaydediyor.

Şirket, bunun canlı ses platformları için bir meydan okuma olan ılımlılık amaçlı olduğunu söylüyor. Herhangi bir kullanıcının Greenroom ses odasında dile getirebilecek olan bir şeyden şikayetçi olması durumunda Spotify, durumu incelemek ve ne tür işlemlerin yapılması gerekebileceğini belirlemek için kayıt altına aldığı ses dosyasına dönebilmenin gerekli olduğunu söylüyor.

Spotify, Spotify Greenroom’un denetiminin mevcut içerik denetleme ekibi tarafından gerçekleştirileceğini belirtirken Spotify’ın Davranış Kurallarını ihlal eden önyükleme kullanıcılarına veya canlı ses odalarını kapatmaya ne kadar hızlı tepki verebileceğini göreceklerini ifade ediyor.

 

İçerik Üreticiler için Spotify Greenroom

Haziran ortasında kullanıma sunulan uygulama, kullanıcı tarafından oluşturulan canlı ses içeriğine odaklanırken, Spotify’ın Greenroom için daha büyük planları var. Bu yazın ilerleyen dönemlerinde şirket, diğer yeni özelliklerin yanı sıra önceliğini programlanmış içerikle ilgili duyurular yapmayı planlamak olduğunu açıklıyor. Locker Room’un bilinen spor içeriğine ek olarak müzik, kültür ve eğlence ile ilgili programlarının da Greenroom içerisinde dikkat çekecek başlıklar olduğunun altını çiziyor.

Spotify ayrıca, uygulamayı daha fazla müzik odaklı içerik oluşturulmasını desteklemek umuduyla, Sanatçılar için Spotify kanalları aracılığıyla Spotify Greenroom’u sanatçılara pazarlayacağını belirtiyor ve içerik oluşturucular için para kazanma seçeneklerinin de daha da ileri gideceğini doğruluyor. Ancak şu an için bunların nasıl görünebileceğinden ayrıntılı olarak bahsetmiyor.

Ayrıca Spotify, ABD’deki ses yaratıcılarının çalışmaları için gelir elde etmelerine yardımcı olacak Spotify Creator Fund‘ı duyuruyor. Ancak şirket, fonun büyüklüğü, içerik oluşturucuların ne kadar alacağı, dağıtımlar için zaman çerçevesi, seçim kriterleri veya diğer faktörler gibi bu cepheyle ilgili herhangi bir ayrıntıyı paylaşmanın henüz erken olduğunu düşünüyor olsa da gelecekte bu fırsat hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için bir kayıt formu sunuyor.

Sanatçılar ve içerik üreticiler için şartların net olarak belirtilmemesi şu anda pek çok platform tarafından sunulan seçeneklerin çeşitliliğiyle bir araya geldiğinde içerik oluşturucuların hangi platformu tercih edeceğini tartması biraz zorlaşıyor.

Spotify Greenroom bugün dünya çapında 135 pazarda hem iOS hem de Android’de yayında. Bu, 178 pazarda mevcut olan Spotify’ın küresel ayak izi değil. Büyüdükçe genişleme planları olsa da şimdilik yalnızca İngilizce dil desteği sunuyor ve Türkiye’de kullanım imkanı bulunmuyor. Türkiye’de de kullanımının açılmasının ardından bakalım ilerleyen zamanlarda canlı ses odalarının zirvesine hangi platform yerleşecek? Hep birlikte yaşayıp göreceğiz!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.